Kategori: açık marksizm

  • Werner Bonefeld – Kesinsizlik ve Toplumsal Otonomi | Çeviri: İlker Kabran

    Sermayenin ’aşırılıkları’ hakkındaki sızlanmalar durmalıdır. Feryad-ı figan eden eleştiriler sadece daha şirin bir kapitalizmi yaratmanın yollarını aramakta, sermayeye yardımsever, kalkınmacı bir mantık benimseyebilme kapasitesi bahşetmektedirler. Sermaye emeği sömürüşünde zorunlu olarak ’aşırı’dır. Buna kederlenmek onun toplumsal kuruluşunu yanlış anlamaktır.

  • John Holloway – Soyut Emegin Krizi Biziz | Çeviri: Selen Göbelez

    Soyut emek ile sermayenin birbirini tamamlaması, soyut emeğin mücadelesi ile sermayenin mücadelesi arasındaki temel simetride temsil edilir. Her ikisi de devlet ve diğerleri üzerindeki iktidar mücadelesi etrafında döner; her ikisi de hiyerarşiktir ve her ikisi de diğerlerinin adına hareket etme meşruluğunu kendinde görür. Biz, soyut emeğin ve onun emek hareketinin kriziyiz.

  • Jan Maya – Amansız Bir Bağlam

    Bu döngüdeki siyaset dünyayı asla dönüştüremez ki bu yüzden bağlamdaki “karşı siyaset”, doğal siyasette politikleşmiş zihindeki çelişik konumun aksine, bir karşı toplum hareketinin mevcut egemenlik ilişkilerini çözecek bir hegemonya oluşturma görevinde tanım bulur. Bu da onu bir karşı çıkma retoriğinden alıp bağlamda verili bir devrimci kavram yapar.

  • John Holloway – Küresel Sermaye ve Ulusal Devlet | Çeviri: A. Serkan Mercan

    Öyleyse, devlet toplumsal ilişkilerin katılaşmış (veya Marx’ın kavramını kullanırsak “fetişleşmiş”) bir biçimidir. Bu, insanlar arası olarak görünmeyen insanlar arası bir ilişkidir; toplumsal ilişkilere dışsal bir şey biçiminde var olan toplumsal bir ilişkidir. Bu, devletler arasındaki birliği anlamak için başlangıç noktasıdır: Bütün devletler katılaşmıştır ve toplumsal ilişkilerin görünüşte bağımsız biçimleridir.

  • Birtakım Metinler

    Son Güncelleme 23 Nisan 2024

  • Jan Maya – Özneyi Ararken Karşılaşılabilecek Bir Sürpriz Var

    Düzene tâbi olan insanların, sorunların kendi öznellikleriyle bağlandığı antagonizmalar olmasıyla başa çıkamayacakları kaygısının bir tek “özne” olmak yoluyla bastırılabileceğini dile getirebiliriz artık. Özne, devrim için işlevsizdir. Bize gerekli olan bir karşı öznedir. Bu sıfat bugünkü öznenin bilinciyle veya onu yükselterek değil ancak ezilenlerin yatay dayanışmasında büyüyen bir karşı hegemonya içinde belirebilecek bir konumda niteliklenir. İhtiyacımız olan karşı özne de odur…

  • Maximilien Rubel – Marx Anarşizmin Teorisyenidir | Çeviri: Eylem Canaslan

    Anarşizm teorisi, Marx’ta, buna dolaylı bir kanıt bulma ihtiyacı bile hissetmeden, bilinen ilk öncüsünü bulmuştu. Yüzyılın yanlış anlaması olan Marksizm, yani Devlet ideolojisi ise, Marx’ın bıraktığı bu boşluktan doğmuştur. Sosyalist ismini taşıyan bir devlet aygıtının efendilerinin, Marx’ı Devlet sosyalizmini ya da Devlet komünizmini, hatta “otoriter” sosyalizmi savunanların saflarına dâhil etmelerine izin veren şey de budur.

  • John Holloway – Ret Çığlığından Güç Çığlığına: İşin Merkeziliği | Çeviri: Şükrü Alpagut

    Yüzümüzü Marksizme dönerken, bir toplum kuramı değil, topluma karşı bir kuram ariyorduk. [1] Bir siyaset bilimi, bir sosyoloji ya da bir iktisat bilimi değil, bir karşı siyaset bilimi, bir karşı sosyoloji ve bir karşı iktisat bilimi ariyorduk: “Bilimsel” söylemin bölük pörçüklüğü içinde deneyim çığlığının ortadan kaldırılmayacağı negatif bir toplum kuramı arıyorduk. Başlangıçta Marksizme meyletmenin ardındaki negatif dürtü apaçık olmasına rağmen,…

  • Jason Read – Tersine Dünyada Marx

    Üstelik, Marx’ın ideoloji ve fetişizme dair temel kavramları, “bu” dünyanın çarpıklıklarını anlama girişimidir; ideoloji yoluyla, yönetici sınıfın düşünceleri başat düşünceler haline gelmekte ki sınıf konularından bağımsız olarak herkes, dünyayı zengin olanların gözüyle görebilsin; fetişizm yoluyla da şeylerin dünyası onları yaratan işçilerden daha fazla değer sahibi olsun.